7 Mart 2012 Çarşamba

ÇANAKKALE FRAGMANLAR



Dün, Çanakkale biraz hava almak için gittiğimiz Yelken Kulübü plajından, eski Akfa Fabrikasına doğru kısa bir yürüyüş yaptık. Yaklaşık 10 dakika içerisinde, dikkatsiz gözlerle yapılan yürüyüş sırasında, ilk önce kırık bir üç ayak buldum. Üçayağın kırılmış bir parçası olsa da orta kısmındaki dekoru belli oluyordu. Akabinde bütün halinde bir serami üçayak bulduk. Bu örnek daha önce üretici tarafından kullanılmış ve içinde, kullanıldığı tabağın sırı, seramik üç ayağın uçlarına bulaşarak, günümüze kadar kırılmadan koruna gelmişti. Biraz daha ilerledikten sonra iki tane sırlı parça bulduk. Bir tanesi zeminde astar dekorlu şeffaf yeşil sırlı diğeri ise yine zemin astar kaplı ve şeffaf sarı sırlı idi. ayrıca sırlanmamış, yalnızca astar üzerine çizgisel bordür dekoru yapılmış bir tabak kenarı daha buldum. Bu örnek fazla pişmekten hem deforme olup kırılmış hem de ağız kenarından köpürerek diğer bir seramik parçası ile curuf benzeri bir etki ile birleşerek kırılmıştı. Suna inan kıraç müzesindeki tabağın bordür dekoruna benzemekde olan bu örnek, haliyle o dönem için birer atık, günümüz için ise birer kanıttır. Yine fazla pişmeden dolayı aşırı sertleşip çamur özelliğini yitirerek atık duruma gelmiş başka bir tabağın, ayak kısmından kırık bir parça daha buldum. Bunun yanı sıra bolca astarsız örnek sıklıkla karşımıza çıktı. Bu durumdan kanaatimce ortaya iki farklı sonuç çıkmakta. Bu yüzey araştırması burada daha önce ya bir atölyenin varlığına işaret etmekte, ya da bu bölgenin çömlekçiler tarafından kısa bir süre dahi olsa, fırın atıklarını başka bir yerden getirerek döktükleri çöp alanı olduğu ihtimalini doğurmakta. Çevrede daha önce atölye olarak kullanılan bir bölgenin varlığının rivayet edildiğini hatırlasam da, kesin bir bilgi olduğuna emin değilim. Daha önce de bu bölgede yüzey araştırması yapan arkadaşlarımız olmuştu ve onlar da bu tip kırık seramik parçalara ulaşmışlardır. Bu bölgenin İzmir istikametine doğru devamında, Kepez sahili yer almakta ve bu bölgede de bu tip seramik kırıklar bulunmakta. Dolayısı ile, çok yoğun olmasa da kısa dönemler halinde bu bölgelerde küçük atölyeler kurulmuş ve yıkılmış olabilir. Mustafa Hoşnut "Kepez (Çanakkale) yüzey araştırması seramikleri ve yeni üretimler" konulu tezinin özet kısmında, Kepez bölgesinde yaptığı yüzey araştırmasında, bizim bulduğumuz örneklere benzer şeffaf sarı ve yeşil renkli sırlardan bahseder. Hatta sigrafitto Bizans örneklerine tesadüf ettiğini de yazar. Duruma ilişkin yeni verilere ulaşıldıkça buradan aktarılmaya devam edilecektir.